Nefis bir fikirmiş. Hep Temmuz, Ağustos’ta sıcağını ve kalabalığını çektiğimiz Bodrum aslında öyle tatlıymış, öyle sıcakmış ve öyle samimiymiş ki erken emeklilik düşünecek kadarmış.
Özel bir organizasyon için, iş için diyelim, hayatımın en kötü günlerine mola verip, bunaltmayan Ekim sıcağında Bodrum’dayım. Toplam 5 günüm var, muhteşem bir otel olan Manastır’da havuza ve Bodrum kalesine açılan oda kapım ile keyfim o biçim. Tarif etmem güç. İçimin yanmasını engellemese de buna şükür, çok şükür dedirten anlar bunlar.
Ne işi mi bu? Gülşen ve Anita’nın 60. Yaş doğum günleri için bir grup Alman ile birlikte Bodrum’dayım. Misafirlerimizin hemen hemen hepsi Almanya’dan geliyorlar ve onlar gelmeden önce kişiye özel hazırladığımız hediyeleri odalarına yerleşecek. Tatlı bir telaş var elbette ancak Gülşen gibi keyfine düşkün biri ile bu telaş bile inanılmaz heyecanlı. Rose şarabımızı söylemiş, ben Alf’e, Anita’ya, Elke’ye, Gabi’ye, Nur’a, Ria’ya, Doris’e ve diğer tüm güzel insanlara hediyelerini hazırlıyorum.
Akşam üzeri karşılama ve hangisi kimdi ezberleme süreci. Hepsi bizim tabirimizle lokum gibi insanlar.
İlk gün Bodrum’un güzel havasına adaptasyon ile geçiyor ve ikinci günde, Turgutreis pazarı, enfes Türk yemekleri ile misafirlerimizi mest ediyoruz. Dani ve Olaf her daim şarkı söylüyor, her daim içiliyor, her daim keyif yerinde.
Esas olay elbette ki doğum günü partisi ve gerçekleştireceğimiz mutfağı ile bizleri şaşırtan Su Restoran. 120 balon uçuruyoruz havaya, iyi dileklerle. Kostümlerimiz, eğlencemiz gırla. Hatta öyle ki restoranın diğer misafirleri de bizlere eşlik etmekten kendilerini alamıyorlar.
Parti sonrası gece bitmiyor otelde eğlence devam ediyor ama uyku aşığı ben odama kaçıyorum. Her günümüz dolu! Bir gün Gümüşlük, Bodrum için, benim katılmadığım bir gün Efes, Meryem Ana, Şirince gezisi, tekne gezisi derken 5. Günün sonuna ve ayrılık vaktine geliyor.
Yine harika insanlar tanıdığım, harika bir tecrübe oluyor benim için. İş için gittiğim Ekim Bodrum’u bana neşe, keyif ve yeni dostlar kazandırıyor.
Yeniden özetlemek gerekirse, Ekim’de Bodrum az kalabalık, güzel bir sıcak, akşamları tatlı esen ama üşütmeyen rüzgar. Deniz günden daha sıcak. Pırıl ve cümbüşsüz. Bana ait gibi. GoProm ile aşk yaşıyorum, yaz başında aldığım şnorkeli ara ara öpmek istiyorum sevgiden.
Sırada aşk var…
Özel birkaç öneri, Bitez’de Büber’de harika mezeler ve Edirne ciğeri var. Bodrum merkez Sünger’de fesleğenli ızgara kalamar on numara. Otel olarak mı Manastır der çekilirim.