Program şu: Cumartesi sabahı erken kalkılacak. Spor ayakkabısı ve rahat bir kıyafet giyilecek. Minik bir sırt çantası içi çok ağır olmayacak şekilde fotoğraf makinesi ve diğer gerekliler organize edilecek. Bol bol yürünecek. Yokuş aşağı, yokuş yukarı, sağa sola, her sokağa girilip çıkılacak. Kuledibi civarında oturan, ofisi, kafesi olanlar kıskanılacak. Aynen plan uygulandı. Cumartesi sabah erkenden kalkıp Beyoğlu’na, Kuledibi’ne gittik. Önce biraz yürümek istediysek de aç olduğumuz için gidip bir kahvaltı edelim ve sonra sokakları arşınlarız dedik. Kocaman Doğan apartmanı karşısındaki minik Mavra’yı o zaman keşfettik.
Minik bir kafe Mavra. Aslında sadece kafe de değil, tasarımcıların ürünlerinin satıldığı bir dükkan aynı zamanda. Daha çok takı, oyuncak, aksesuar gördüm ben raflarda. Aç olduğum için öncelikle kafe, keyif mekanı benim için. Küçücük bir alanda o dekorasyonun samimi, hesaplı ve ilgi çekici olması da büyük beceri. Küçük olduğu için karanlık. Ancak güzel bir ışıklandırması var. Şu an moda olan “bohem” yaşama en uygun kafelerden biri. Mac’ini aç, işlerini yap, internette dolan, tweet gönder, yemeğini ye, kahveni iç, gazeteni, kitabını oku. İstersen çık dolaş geri gel.
Kahvaltı saati Mavra’da olduğumuz için açık tost sipariş ediyorum. Dil peyniri ve yeşillik yiyeceğim. Yanında da demleme çay. Oh keyfime diyecek yok. O kadar hararetli bir diyaloga giriyoruz ki sakin bir kahvaltı, konuşmadan gazete okuma durumundan uzaklaşıyoruz. Bizim de böyle bir kafemiz olsun diyoruz. Fizibilite yapıyoruz. Görev dağılımı bile hazır, avukatımız resmi işlemlerde bizi yönlendirir, anneanneden kalma tabak çanakları doldursak, eski fincanlarla hizmet etsek, dekorasyonu nasıl olsa derkeeeen paramızın olmadığını hatırlayarak bu hayali de sonlandırıyoruz. Damla sakızlı Türk kahvemizi içelim zihnimiz bir açılsın. Kendimize gelelim.
Mavra’ya ister sabah kahvaltı için gelin, ister kalabalık yemek için gelin, ister tek başınıza. Size nerede olduğunuzu unutturacak güzellikte bir yer burası. Kalabalık gelirken arayın mermer büyük masayı rezerve ettirin.
Mavra’dan çıkıp dümdüz gidildiğinde Galata Kulesine çıkılıyor. 100-150 metre var yok. Sokak capcanlı, bir yanda Bahar Korçan gibi tasarımcıların dükkanları, diğer yanda lüks bir şarküteri, aralarda metruk binalar, mimarlık ofisleri, bakkal, çakkal, çorbacı ile tuhaf bir halde şu an Kuledibi. Aslında hoş oldu ama bohem görünümlü olup da paranın önemli olmadığı yaşamdan çok uzak. Bohem yanılsaması Kuledibi. Burada her şey para, çok para hatta. Güzel olan tek şey, tarih kıymet buluyor. Yüzyıllık apartmanlar usulüne uygun ya da değil restore ediliyor. Sokaklar o kötü görünümlerinden uzaklaşıyor. Bakalım birkaç yıla neler olacak Kuledibi’nde?
Mavra Design Cafe WorkshopSerdar-ı Ekrem Caddesi 31/A Kuledibi 212 252 74 88