5 yıl önce sıcak mı sıcak bir Ağustos gününde girdin hayatıma. Hep siyah gıcır gıcır bir renkte olmanı istemiştim ancak babişkom beyaz al, çarparsan kolayca boyatırız diye seni seçtirdi. Kötü de olmadı tabi, tamponunun çok özür dileyerek ve çok da üzülerek birkaç kez çizilmesine neden oldum. Hemen affettin hatta hiç sesini bile çıkarmadın.Küçük olduğun için seni daha çok sevdim. İstanbul’un dar sokaklarında fırt fırt dolaştık, kolayca park edebildim seni. Bazen ve çoğunlukla aslında yalnız ikimiz dolaştık. Bazen ise arkadaşlarımı doldurdum, eminim kızıyorsun bana çünkü hepsi aynı anda konuşuyorlar, çok gürültü yapıyorlar. Bir akşam çok kızdın bana seninle dimdik bir yokuşta kaldık. Çekici çağırdık gecenin 1’inde servise gittik. Sen çekicinin tepesinde ben de çekici ağabeyin yanındaki koltukta. Ara ara baktım sana sallantıdan hoşlanmayacağını düşünerek. Neyse ki ertesi gün öğleden sonra kavuştuk birbirimize.
Bir kez de otobanda 120 km hız ile giderken öndeki kamyondan koca taş ön cama düştü, hatırlar mısın? Ne korkmuştum ama! Sen de korktun ama hiç çaktırmadın bana. Ön camın çatladı sadece, Allahtan kaskomuz sayesinde hemen camımız yenisi ile değişti.
Sen de ben de uzun yolu seviyoruz. Bir de güzel müzikler varsa git babam git. Dizel olduğun için beni fazla da düşün
dürmüyorsun. Canımın istediği yoldan gidebiliyorum seninle. Herkes senin gürültülü olacağını düşünüyor. Yok öyle bir şey, tamamen iftira…
Sıcak havada buz gibi, soğuk havada sıcacıksın. Kıskandırıyorsun çok kişiyi.
Sen benim en sadık dostumsun. Arada birlikte coşuyoruz işten çıkıp eve gidelim derken kendimizi alakasız semtlerde bulabiliyoruz. Biliyorum sen de benim gibi Kuyruksuz bir uçurtmaya benziyorsun…
http://www.arabamicokseviyorum.com/arabalar/opel-corsa-kim-kuyruksuz/