Bu sene 19.su yapılıyor ve ben geçtiğimiz sene ilk defa haberdar olduğumda hissettiğim duygu utanmaydı.
Bu sene Ardas Festival‘in yapıldığı tarihte Edirne’deyim ve kafaya koydum, ister bisikletle, ister giden biri ile yani her durumda ben de gideceğim.
Google maps’i açıp baktığımda Edirne’deki evimize 15 km uzaklıkta bir festival, hem de Yunanistan’ın en önemli festivallerinden biri. Arda nehrinin Temmuz ayında sularında azalma olunca, nehir kıyısında, çevresindeki ağaçlık alanda ve nehrin ortasında oluşan kumdan adacıklar üzerinde gençlik festivali organize ediliyor. 4 gün süren bu festivalin ismi her ne kadar gençlik olsa da içeride her yaştan insanı görebiliyorsunuz. Bisikletleri ile gelenler, ATV’leri ile nehrin içinde ve kumda gezenler, 4X4 araçları ile aynı şekilde gezenler, motosikletliler, kamp yapanlar, nehrin berrak suyunda serinleyenler, beach volley turnuvasına katılanlar ve akşamki konserler için sound check yapan gruplar. Pazarkule sınır kapısından 5 dakika içinde geçtikten sonra ulaştığımız Kastanies (Kestanelik) köyünde gördüklerimiz bunlar.
Hava çok sıcak ancak herkes keyifli, festival alanına giriş tek günlük 8 Euro. Eğer 4 gün boyunca kamp yapmak isterseniz 35 Euro. Oldukça keyifli bir festival her ne kadar akşam konserlerine kalamasak da. Tahminim ve sonra instagramda paylaşılan fotoğraflardan gördüğüm kadarı ile.
Biz biraz dolaşıp, Yunan kahvelerimizi içtikten sonra 20 km uzaklıktaki Orestiada kasabasına gidip hem gezmek hem de bir şeyler yemek istiyoruz. 10 dakika sonra kasabanın içinde buluyoruz kendimizi. Birbirine paralel caddeler ve o caddeleri kesen sokaklar ile son derece planlı bir kasaba Orestiada. Birkaç sokağında sadece kafeler var ve cıvıl cıvıl. Beni şaşırtan öncelikle evimden 15 km uzaklıktaki yapılan festival ve kültür farklılığı. Keza Orestiada için de aynı şeyi düşünüyorum. Tertemiz, bakımlı evler, mini şortları ile motosiklete binen güzel kızlar, kızlı erkekli kafelerde özgürce oturanları… Evet Trakya’da da çok güzel insanlar var ancak yine de mahalle baskısı denen şey ve ayıp kavramı bizim özgürlüğümüzü çok kısıtlıyor. Önemli olan zihniyet diye düşünüyorum. Kızlı erkekli merdivenden çıkanları, yine kızlı erkekli gençlik trenlere binenleri yadırgayan, ayıplayan, ayıran bir insanlar oldukça bu memlekette biz inşaatlar dışında bir adım öne gidemeyiz. Üzücü bizim için.
Yemekten sonra dönüyoruz festival alanına, biraz daha kalabalık, biraz daha coşkulu. Suyun içindeki gençlerin sayısı artmış. Akşam için hazırlıklar hızlanmış. Programa baktığımda akşam Yunanistan’ı Erovizyonda temsil eden grubun çıkacağını görüyorum. Ancak birlikte geldiğim arkadaşlarım sıcaktan bunalmış ve Edirne’ye eve dönmek istiyorlar. Tek başıma kalabilirim ancak ayıp olacak diye düşünerek kendimizi yine Pazarkule sınır kapısında buluyoruz. Hem Yunan hem de Türk polisi soruyor, neden erken döndünüz? Esas eğlence gece başlıyor diye. Belki akşam yine gelirim diye aklımdan geçirmedim değil. 15 TL yurt dışı çıkış harcı aklıma geldi, 15 TL para değil gibi görünse de sinirimi bozuyor.
Çok mesaj içeriyor bu yazı farkındayım.
Bir şeyler yapmalı!