Kuyruksuz Uçurtma’nın en sevdiği…
İstanbul muhteşem bir şehir. Burada yaşamak çok büyük bir şans. Negatif yönlerini hiç düşünmüyorum. Hatta çok fazlasını yaşasam da umurumda bile değil. Yaşadığım keyifleri içimde 100 ile çarpıyorum…Daha ne! Hafta sonları Tülin’in terasına gidiyoruz. Nerede, hangi semtte, yeni mi açıldı, sahibi kim, aşçısı kim, ünlü müdavimleri var mı, basında görmedik herhangi bir yerde çıkmadı??? gibi sorular uzayacak. Ama bilen biliyor. Yeri uzakta, yeni açılmadı ama sezona hızlı bir giriş yaptı. Sahibi Tulinbo, aşçısı Tulinbo, ünlü müdavimleri çok. Hatta haftada bir özel partiler yapıyor bu ünlüler. Basında çıkmaz çünkü halka kapalı bir yer.
Herhalde benim ve arkadaşlarımın en keyif aldığı yer Tülin’in evi ve özellikle terası. Günün her saati güzel. Sabah ışığında gözler güneşten kamaşa kamaşa kahvaltı yapmak da güzel, gece minderlerde yatıp, hangisi büyük ayı, hangisi küçük ayı diye gökyüzüne merakla bakıp, ilkokul bilgilerimizi tazelemeye çalışmak da… Genelde aşçımız Tülin, Maide ve Özlem de salata işinde uzmanlaştılar. Melih mangalda, yemek sonrası közde kahve yapımında. Ben ambiyansta, müzik ve mumların yerleşiminden sorumluyum, bir de alt kat üst kat trafiğinden. En şanslımız Murat, keyifte elinde şarabıyla… Bu 2009 yazının güzel geçmesinin sebebi Tülin’in terası…