İhmal ediyorum, kendimi, ailemi, arkadaşlarımı, uzun zamandır görmediklerimi, tamire gitmesi gereken ayakkabılarımı, bloğumu…Şu kış bitse de bahara girerken ben bir canlansam.
Planlar yapıyorum hep ama hepsi de havada kalıyor sonra yok olup gidiyorlar. Bir ara Dubai’ye gitmeyi planladım. Hatta rezervasyonumu bile yaptırdım. Ondan vazgeçtim 79 Euro’luk Prag turuna takıldım. O da yok oldu gitti. Dün uçak kazası oldu. THY’nin uçağı Amsterdam’a inerken tarlaya düştü, çakıldı, iniş yaptı. Ne olduğu tam olarak belli değil. 9 ölü var, 3’ü mürettabat. 6’sı yolcu. Bu 6’nın 4’ü Amerikan vatandaşı. Hollandalı makamlar isimleri açıklamıyorlar hem kendilerini korumak, Hollanda yasalarına göre. Hem de ölenlerinin yakınlarının izni olmadan açıklamak tazminat davasına götürebilirmiş. Motor arızası diyorlar ihmal mi acaba?
Son bir, iki yıldır ben de inanılmaz korkuyorum iniş ve kalkışlarda. Hatta bu kadar gezme, tozma meraklısı olarak benim için ne kötü bir korku bu. Neyse önüne geçebileceğim bir şey yok.
Korku kelimesini bence lügattan çıkarmak gerek. Ne manasız, tatsız bir kelime! Karanlıktan korkuyorum, açık denizden korkuyorum, yılandan korkuyorum, yükseklikten korkuyorum, dişçiden korkuyorum, adrenalin salgılatan sporlardan, eğlencelerden korkuyorum, özellikle su eğlencelerinden, hamburger, muz vb., yaşlanmaktan korkuyorum, ameliyat olmaktan korkuyorum, abuk subuk gece hikayelerinden korkuyorum… Daha kimbilir neler vardır aklıma gelmeyen ama korkudan beni altıma işeten…