The Reader’i izledim bugün. Aklımdan çıkmıyor. Bir alman delikanlının kibar kibar ingilizce konuşması, kendinden yaşça büyük bir kadınla aşk yaşaması, okumaya olan düşkünlüğü, hayatı boyunca bu aşkla bir şekilde yaşıyor olması…
Konusu gerçekten çok güzel, hisli bir film ayrıca. Bana da Florian’ı hatırlattı.
Yılda 2-3 kez dürtüyoruz birbirimizi “I just want to say HALLO!” That’s it… Her şey yolunda mı yolunda o kadarlık bir yazışma. Yaşıyor muyuz birbirimize haber veriyoruz o kadar:)
Şu an Düsseldorf’ta hükümet için bir programda çalışıyor. Doktorasını bitirdi. Eskisi kadar sık seyahat etmiyor, en azından TR’ye gelmiyor. İyi olsun da…Gerisi ilgilendirmiyor şu durumda beni. Filmden çok etkilendim belli, buraya bile bunları yazdığıma göre, dolmuşum da taşıyorum:)