Çeşme’ye gelince hele de hali hazırda Schengen vizem varken bu fırsatı kaçırmamalıyım diyorum. Meltoşum pasaport mağduru olduğu için evde kalıyor. Güzin abla ile birlikte günü birlik Sakız gezisine gidiyoruz. Gezi için tekne gidiş geliş ücreti 20 Euro. Eskiden bu geçişler daha pahalıydı ancak son yıllarda rekabet ile birlikte Yunan’a geçmek daha da uygun oldu. Hele bir de bu yazın başında Yunan hükumeti 5 adaya kapı vizesi çıkarınca Türk turist sayısı adalarda oldukça arttı. Kapı vizesi de 60 Euro karşılığında 15 günlük olarak alınabiliyor. Geçerli olduğu adalar; Midilli, Sakız, Rodos, Kos ve Sisam.
Sabah erkenden Çeşme limanından kalkacak olan teknemizde yerimizi alıyoruz. Yolumuz 45 dakika sürecek. Yanımızda kahvaltımız ve kahvaltı sonrasında freeshoptan aldığımız piccola ile güne keyifli başlıyoruz. Bundan önceki ada gezilerimde ya ATV ya da motosiklet ile ulaşımımı sağlamıştım ancak bu sefer 25 Euro daha verip teknenin sağladığı ada turunu satın alıyoruz. İyi ki de almışız. Çünkü Sakız oldukça büyük bir ada ve Pazar günü olduğu için kasabada kalmak çok mantıklı olmayacaktı. Güney ada turunda sırasıyla; Armolia, Pirgi, Mesta ve Emporios köylerini gezmeye başlayalım haydi.
Armolia seramik sanatının örneklerinin satıldığı dükkanları ile meşhur olan köy. Gittiğinizde birkaç parça seramik ve sakız likörü satın alabilirsiniz. Mide ile ilgili hastalıklara çok iyi geliyor ve kahvenin yanına da çok yakışıyor. Bunun yanında Armolia köyünde sakız ağacına yakından bakma şansımız oluyor. Öğrendiğim bilgileri hemen aktarmak istiyorum. Sakız ağacının kökü 25 m derine kadar iniyormuş. Dikildikten 5 yıl sonra ilk ürününü veriyor, ayrıca ömrü 100 yılı bulabiliyor. Yanmayan, kurumayan sakız ağaçlarını yetiştirmek ve bakmak oldukça zahmetli bir iş. Bir ağaçtan yıllık 250 gram sakız elde edilebiliyor.
Sakız adasınun Yunan ekonomisinde oldukça önemli bir yeri var. Cruise gemileri Midilli ve Sakız adalarına uğramıyor, adaların özellikle tercihi bu. Gençlerin turizme kaymasını istemiyorlarmış.
Armolia’dan sonra 10-15 dakikalık otobüs yolculuğu ile Pyrgi köyüne varıyoruz. Pyrgi köyü mimarisi ile oldukça dikkat çekiyor. Daracık sokaklar ve o sokaklar içindeki grafik desenli birbirinden hoş evler. Fotoğraf meraklıları için kesinlikle ideal bir plato gibi. Köy meydanına gelmeden önce Kristof Kolomb‘un konakladığı evin önünde fotoğraf çektirmek gelenek olmuş. Bu gelenek sonrasında da orada fotoğraf çektirenin çok kısa süre içinde Amerika seyahati olacağına inanılıyor. Pyrgi köyü Paskalya zamanı gerçekleşen Roket savaşları ile de ünlü. Roket savaşları da ne diyeceksiniz. Gece 12’de İsa’nın göğe yükselişi kutlanıyor, anılıyor ve o gün sokaklarda keçi çevrilip herkes birbirine ikram ediyor. Hoş bir gelenek ve belki o zaman tekrar Sakız’a bu özel günü izleyebilmek için gelmek gerekir. Köy meydanındaki kafelerde frappemizi içtikten sonra otobüsümüze geri dönüp bir sonraki köy olan Mesta‘ya doğru ilerliyoruz.
Mesta ise korsanlardan korunma amacıyla labirent şeklinde inşaa edilmiş bir köy. Girişi ve çıkışı birbirinden farklı yerde olan yine daracık sokakları ile zamanın durduğu bir yer. Köy meydanına ulaşınca önce ünlü Taxiarhis kilisesi ve hemen yanında bulunan dondurmacıdan sakızlı dondurma alıyoruz.
Öğleni geçti bile. Mesta porta geçip öğle yemeği için balıkçımıza oturuyoruz. Rehberimizin uyarısı ile iki kişi sadece Greek Salatası ve kalamar sipariş ediyoruz. Porsiyon büyük olduğu için iki kişiye yetiyor. Yanına da buz gibi Yunan birası. Keyfimize diyecek yok.
Yemek sonrası Emporios köyündeki lavlardan oluşan plajı gezmek için duruyoruz. Ancak benim ilgimi deniz daha çok çekiyor ve kendimizi suyun içinde buluyoruz. Günü bitirmek üzereyiz. Sakız merkezde geçirecek zaman kalmıyor neredeyse. Döndüğümüzde hızlı bir alışveriş ile teknemize geri dönüp tadı damağımızda kalan bu gezimizi bitiriyoruz.
Pek çok Yunan adası gezdim ancak beni en çok etkileyenlerden biri Sakız adası oldu. Hem birbirinden ilginç köyleri hem de hikayeleri ile… Kuzey ada turu ve merkezi daha iyi yaşamak için tekrar gelmek şart oldu.
Daha fazla fotoğraf için Kuyruksuz Uçurtma’nın facebook sayfasına gidebilirsiniz.
Geçtiğimiz günlerde keyifli bir tatil geçirdiğim Sakız Adası (Chios) seyahatim ile ilgili bir blog yazısı yazdım. Chios’un tavernalarında keyifli sohbetler etmek isteyen, kumsallarında (biraz taşlıklar gerçi ama) dinlenmek isteyen ve sakin bir Yunanistan adasında kendinden geçmek isteyenler için faydalı olacağını düşünüyorum. Bu yazının yazdıklarınıza değer katması dileğiyle ekte paylaşmak istiyorum.
http://orcun.baslak.com/yunanistanda-bir-ada-chios-chiosda-bir-kedi-bucuruk/
http://orcun.baslak.com/yunanistanda-bir-ada-chios-chiosda-bir-kedi-bucuruk/
Ellerinize sağlık, Sakız en güzel Yunan adalarından biri yine…